Görme ve duyma duyularıyla günlük hayatta kolayca algıladığımız varlıklar herkes için erişilebilir mi? Erişilebilir anlatı sağlanırsa evet! Nedir erişilebilir anlatı? İlki işitme engelli bireyler için işaret dili tercümeli ve altyazıyla desteklenen anlatım. İkincisi ise sesli betimleme. Sesli betimleme görme engelli bireylere yalın bir anlatıyla varlıkların, olay ve durumların sözcüklerle resmini çizmektir.

Film, dizi, tiyatro, video eserlerde diyaloglar dışında kalan görsel öğeler bir dış ses tarafından dinleyiciye aktarılır. Mekan, zaman, karakterler ve sessiz yaşanan olaylar hem görünüş hem duygu perspektifinden tasvir edilir. Bununla birlikte sabit nesneler de betimlenebilir. Müze, sergi veya sokaklarda yer alan sanat eserleri; resim, heykel, illüstrasyonlar veya doğal, yapay kent ögeleri de sesli betimleme tekniği ile dinlemeye uygun formatta erişilebilir hale getirilebilir. Böylelikle kullanıcının, her gün yanından geçip gitmekte olduğu varlıklarla ilişkisi kuvvetlenir.

Görme engelliler çevrelerini genellikle aileleri, refakatçileri veya arkadaşları olmak üzere yakınlarının sesli betimlemesiyle tanır. Ancak yakınları tarafından yapılan bu betimleme bahsi geçen özne veya nesneyi yeterince tasvir edemeyebilir. Bu sebeple sesli betimlemenin genel kurallarına uygun yapılan betimlemeler, görme engelli kişinin o nesneyi algılayışında büyük fark yaratır. Örneğin gittiği bir parkta bir çınar ağacı kendisine ‘Yeşil yapraklı büyük ve heybetli bir ağaç’ olarak betimlendiğinde kişinin zihninde bir tasvir canlanır.
Lütfen gözlerinizi kapatın ve bir saniyeliğine bu yeşil yapraklı, büyük ve heybetli çınar ağacını hayal edin. Bir çınar ağacı gözle algılaması saniyeler alan ancak sözle aktarması uzun süren pek çok detaya sahiptir. Bahsedilen ağacı aşağıda görebilirsiniz. Şimdi de bu ağacı görmeyen birine tüm detaylarını en yalın haliyle vermeye çalışarak nasıl tasvir edeceğinizi düşünün.

Sesli betimlemenin tek bir doğrusu olmamakla ve betimleyen kişinin algısına göre şekillenmekle birlikte ben bu ağacı şöyle betimleyebilirdim:
Çimenli düz toprağın üzerinde gövdesinin oldukça alçak yerinden iki kalın dala ayrılmış ve yükselerek yayılmış boyu 20 metreyi bulan büyük bir ağaç. Gölgesi saat 5 yönüne doğru düşüyor. Gövdesi kalın, sert ve kahverengi. Zaman zaman kahverengi kabuklarını parça parça dökerek kendini yeniler. Yaklaşık 100 cm çapında yani iki insan kollarını açarak kucaklayabilecek kadar geniş bir gövdesi var. Gövde kalınlığından orta yaşlı bir ağaç olduğunu anlayabilirsiniz. Sık ve büyük yaprakları yayılmış bir şekilde dalların en tepesine kadar uzanıyor, küçük dalları görünmez hale getiriyor. Yapraklarının arasında kalan boşluklardan yer yer gökyüzü görünüyor. Dökülebilen yeşil büyük yapraklarının uçları sivri ve dişli, dipleri ise yuvarlak. Yapraklarını ilkbaharda yeşil, sonbaharda sarı görebilirsiniz. Ayrıca dalları sonbaharda yuvarlak misket gibi tomurcuklarla dolup taşar.
Sizin zihninizdekiyle benzerlik taşıyor mu?